DİĞER
“Siyah Divan, toplu şiirler olarak bünyesindeki beş kitap ve şiirlere verdiği belirli bir şairanelik içeren düzenle, klasik 'Divan' kavramına Turgut Uyar’ınkinden bir nebze daha yakın duruyor. Yapaylık tehlikesine meydan okuyan bir sentetik yanı var bu şiirin.”
"Metin Erksan ruh emici, muhayyile öldürücü bir ortamda ne yazık ki çekmek istediği filmlerin, kafasındaki, gönlündeki projelerin çok azını hayata geçirebilmişti. On yıl önce kaybettiğimiz Erksan’ın, yapmaya imkân bulamadığı ve acılarını içine gömdüğü hayallerinden bazıları..."
"Hanna hapishanede olduğu yıllarda suçunu kabul etmiş ve pişmanlık göstermiştir. Bu ne Nürnberg mahkemelerinde ne de Eichmann dahil daha sonraki Holokost davalarında yargılanan sanıklarda rastlanan bir duygu değildir. Böylece Schlink belki de okuyucuya Hanna’nın yaşadığı bu dönüşümle tarih için farklı bir çıkış sunmaktadır."
“Kuyudaki Taş, asıl niyetini belli etmeden izleyenleri deliliğin içine bırakıveriyor. Sinema ve kültür tarihine, deliliğin/akıllılığın sınırlarına, bunları ayrıştırma çabasına bıyık altından gülen bir belgesel katılmış oldu böylece.”
Edip Cansever'le Oğuz Atay arasında tuhaf bir akrabalık hikâyesi... Ve bir sır: Krepen'deki kemer satıcısı nasıl olup da hem beyaz mantolu adama hem de Ruhi beye dönüşür?
Her türlü kötülüğe karşı sessiz, kökten gelen bir kabullenişle hareketsiz, gölgesi yeryüzüne düşmüş bir kast sistemi içinde gücünü yitirmiş bir şeydir içinde bulunduğumuz bu toplum
"Buyurun buradan okuyun" seçkimiz çok sevildi ve konuşuldu. Yaz için de tabii ki "yaz kitapları" değil, "yaz okumaları" seçkisi yapmak istedik. İşte, K24 yazarlarının önerdiği kitaplar ve gerekçeleri...
Bu imgeyi yaratan şey de aslında iç içe geçmiş iki unsur: Mevcut siyasal düzenin Sabahattin Ali’yi dışlaması ve bu yüzden Sabahattin Ali’nin kendi kimliğinin tırpanlanıp yerine protez bir imgeyle sunulması ve piyasanın Sabahattin Ali’yi olduğu gibi okutmaya pek yanaşmaması
Kadınlarla amansız bir mücadele, anneye özlem ve anneyi kıskanma, kız kardeşe yönelik nefret, baba ile oğulun mücadelesinin arkasına saklanan ama bir o kadar güçlü dinamiklerden...
Orhan Koçak'ın geçen hafta K24'te yayınlanan “Karşılaştırmalı edebiyat burda niye olmuyo?” başlıklı yazısına cevaben...
Orhan Koçak, geçen hafta K24'te yayınlanan yazısında şairin düzyazılarını topladığım kitaba Şiiri Şiirle Ölçmek adını vermemi eleştiriyor. “Şiiri Şiirle Ölçmek” ifadesinin bana ait olmadığı, Cansever'in bir yazısının başlığı olduğu ortada...
Şimdi “bu topraklarda” hem Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf'unu hem de Balzac'ın Goriot Baba'sını okumuş binlerce kişi vardır. Ne var ki, ben bu iki romanın nerdeyse “özdeş” bitişini birbiriyle kıyaslayan herhangi bir yazı görmedim...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık