02 Şubat 2025

Bodrum’da arazi satışı üzerine; bir anı ve bir hatırlatma!

Bodrum’un tarihi ve doğal mirasını tehdit eden geri dönülmez çevresel etkisi ve boyutu korkutucu sonuçlar doğuran satışların, bu eşsiz kente verdiği zararı görmemek için kör olmak gerekir

Marion şöyle bir etrafa baktıktan sonra misafirlikte olduğu evin beyaz duvarına gölgeleri de düşen kabloları izlemeye koyuldu. Biraz daha sürseydi o izlence, muhtemel ki bir baş dönmesi hissi ve kusma ihtimali ardından gecikmeyecekti.

Neyse ki:

Tipik bir Türk evi” dedikten sonra, durakoyup gülümseyen gözlerle bize döndü.

‘Kendi Alman kalbi Türk’ desem ancak tarif edebileceğim Marion’un tebessümüne bakınca, vaziyeti eğlenceli bulduğu ortadaydı, biz de o eğlenceyi bozmadık, katıldık ona ve yalan yok; koca salonumuzda bir adet priz olmasının getirdiği kılcal kablolama mecburiyetini bu kadar apaçık etmiş olmak bana da pek bi gülünç gelmişti sonra.

Bir dönem epeyce kaldığı Bodrum’da; onun Alman disiplini ve de kuralcılığı karşısında bizim ‘olur gider’ hallerimiz pek güzel şakalaşmalara daha konu olacaktı.

Geçen hafta Bodrum Belediyesi olağanüstü meclis toplantısını izlerken yaklaşık 25 yıl önceki bu anılara kapıldım uzun süre.

Kah Marion ile kah kendimle şakalaşıyordum aklımdan ki bir an önümde bir mikrofon görüp söz sırası bana geldi sandım.

Meclis bitmiş, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci sözü salondaki izleyicilere bırakmıştı.

Meclis sırasında gerek başkan ve CHP’li meclis üyelerinin, gerekse Cumhur İttifakı meclis grubu sözcüleri ile salonda görüşlerini dile getiren siyasi parti ilçe başkanları ve diğer konuşmacıların belediyenin mülk satışıyla ilgili başkana verilen yetki tartışmasını içtenlik ve nezaketle yapmaları tam bir Bodrum zarafetiydi.

Aslına bakarsanız gündemdeki konunun hakkı, esaslı bir kavgaydı amma velakin durum da ortadaydı. 

Anlaşılan o ki; iktidarın muhalif belediyelere karşı vergi ve SGK borçları üzerinden uygulamaya koyduğu kıskaç yanında bir sonraki seçimleri düşünerek koca ülkeyi dikensiz gül bahçesine çevirmek adına ve bile-isteğe yol açtığı adaletsiz, hukuksuz dayatmacı tutum, taraflı tarafsız kimsenin içine sinmiyor...

Hatırlatma konusuna gelince;

Ben de belediyelerin mülk satışından yana değilim elbette.

(Ki Bodrum Belediyesi, sadece mülk satışını değil Ak Parti Belediyeleri için mahsuplaşma modeli olan cami, okul vs. gibi mülkiyeti belediyede olan kamu yatırımlarının olduğu arazilerini aynı amaçla yöntem olarak öncelemiş)

Ancak belediyenin mülk satışı ile ilgili aldığı pozisyonla Bodrum özelinde daha önceki yazılarımda dile getirdiğim hazine arazileri satışıyla bir kıyası da doğru bulmuyorum.

Nedenine gelince, yapılmış tüm büyük ölçekli planlarda imar genişleme alanı içinde öngörülmeyen ve hatta yapılaşması mümkün olmayan (yeşil alan, orman, doğal karakteri korunacak alan, arkeolojik ya da doğal SİT vb. gibi) hazine arazileri, bizzat iktidar tarafından özelleştirme dairesi marifetiyle önce satışa ve sonra ÇED, ÇAT, ÇUT derken imar uygulamasına konu edilerek yapılaşmaya açıldı.

Ve ne yazık ki bu yolla; Bodrum’un tarihi ve doğal mirasını tehdit eden geri dönülmez çevresel etkisi ve boyutu korkutucu sonuçlar doğuran bu satışların bu eşsiz kente verdiği zararı görmemek için kör olmak gerekir.

Ki turizm tahsisleriyle yapılaşmaya açılan, açılmakta olan arazileri daha söylemedim bile.*

Yani gözüm; evin koca salonuna bir priz koyuyorsan, demek ki bize daha çok gülecekler!

Anlayıver gari Ankara, bu yükü bu kadim kent taşıyamıyor stop.

Eyvallah.


* (Bir turizm master planı yapılmadan, plan kaideleri ve kuralları gözetilmeden kent ihtiyacı ve bir gelecek öngörüsünden uzak şekilde bakanlık yetkisine bırakılan tüm alanlar kente geri kazandırılmalıdır.)

Serdar Gündoğ kimdir?

Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.

Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında, Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.

2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.

Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Yeni Türkiye’de ‘konuşmak ya da konuşmamak’ işte bütün mesele bu!

Gün geçmiyor ki, benim de içinde sayıldığımı düşündüğüm bir kısım ‘Eski Türkiye’linin dili, bir kısmının da nutku tutulmasın ‘Yeni Türkiye’de

Bir Ankara bebesinin günlüğünden...

Eşit yağardı yağmur Ankara’ya, herkesi aynı ıslatır, kimseyi ayırmazdı, hepimiz aynı üşürdük yağan karda, ellerimizi kavuşturup yüzümüze götürür, nefesimizle ısıtırdık soğuktan donmuş parmaklarımızı. Nefesti Ankara...

'Bodrum Yeşili'

Hâlâ saklı bir hazine olan Bodrum’u coğrafî sınırlarından ibaret sanmak bir delilik...

"
"