DİĞER
"İdeolojik olmayan, çünkü savunulmayan, önerilmeyen bir kadercilik, Bıçakçı’da olumsallıkla iç içe kendini gösterir. Saf rastlantının ürünü gibi duran olaylar, sahneler ve davranışlar, aynı anda bir kımıldatılmazlık görünümü de almış gibidirler. Ama yine aynı anda, hiçbir parçanın onu bir başka parçayla değiştirilemez kılan bir özselliği, bir zorunluluğu olmadığı görülür."
"Bıçakçı fotoğraf ve söyleşi vermeyi sevmese de 'flörtöz' bir yazardır: Gelen tepkileri (ve gelebileceğini tahmin ettiklerini) metnin içine sızdırır, hatta bu beklentileri yazara yöneltilmiş birer talep olarak 'konuya' dahil eder. Okurun sevdiği (kolay, külfetsizce zevk alabildiği) özellikleri öngörüp talebe uygun kitaplar üretmek değildir bu. Oyunlu, parodili, kendi üzerine dönen, tehlikeli de olabilecek bir ilişkidir."
"Bulut, evrenin sonsuz büyüklüğünün yarattığı boşluğa, bilinmeyenin, dile gelmeyenin yarığına düşürülmüş ince bir dolgu, dile gelmenin öncesindeki buğu, bir türlü yakalanmayacak mana arayışının izleri, yol işaretleri yahut nazik kırılgan çabaları olarak okunmaya müsaittir."
"Ülkemizde fantazya ve bilimkurgu türünde pek kitap yazılmıyor, ama aynı şekilde pek icat da çıkmıyor. Fantastik ve bilimkurgunun çok fazla yazıldığı ülkelere baktığınızda, bu topraklarda hayal gücünün her alanda teşvik edildiğini görürsünüz. Toplumları geliştiren yeni fikirlerdir. Bu fikirler de hayal gücünden beslenir."
Hoffmann’ın Üstat Pire’si ötekinin düşüncelerini bilme ihtimalinin yarattığı tekinsiz arzuyla beraber önemli bir ayrıma da işaret eder
Çevresine sirayet etmiş sahtelik karşısında kendini Turgut Uyar sanan, hayata Turgut Uyar dublörü olarak direnen bir karakterle karşılaşıyoruz bu kez
Eşine az rastlanır türden edebî-felsefî bir özelliği var Kırmızı Top’un. Hikâyeciliği anlatma ve kurgulamanın ötesinde, ölçülü bir kavramsallıkla da dokuyor Mehmet Barış Albayrak
Amerikan edebiyatının kenarda kişiliklerinden Cormac McCarthy'de yol artık keşif, özgürlük, umut sunmaz. Yolda ilerlemek, yer değiştirmek, yaşanacak bir gün daha kazanmaktan başka anlam taşımaz...
Barış sürecinin kalıcı ve gelişebilir olması yalnızca tepede alınan kararlarla sağlanamıyor. Tepeleri de etkileyecek en önemli güç, halkların barış bilincidir. Bunu İkinci Dünya Savaşı sonrasının Avrupa halklarında gördük...
Neriman'ın anonim dünyaya ve konforlu bir hayata olan özlemi sürdükçe inşaat çılgınlığının da süreceğini, piyasadaki çalkantı biraz yatışınca büyük kentlerin çevresinde mantar gibi yeni sitelerin yükseleceğini söylemek bir kehanet olmaz...
Evet, bugün "hâlâ" mümkün mü ve neden olmasın diye sormak istiyoruz, o gemiyi beklemeye ama umutla beklemeye devam etmek istiyoruz...
Nâzım Hikmet, çeviri işinden genel olarak hoşlanmamakla ve bu işi ailesinin geçimini temin etmek için yaptığı işlerden biri olarak görmekle beraber, şimdi mutludur. Harb ve Sulh'un ilk edebî çevirisi olduğunu düşünür...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık