DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Gıda atığa nasıl dönüşüyor? Hangi ekonomik ve sosyal faktörler etkili? Tüketiciler ne kadar sorumlu? Atık statik bir madde midir? Tüketici kaynaklı gıda atığı ve israf nasıl azaltılabilir? Tedarikçi ve perakendecilerin israfı azaltmakta rolü ne olabilir?
Binlerce kişi, öfke içinde haykırıyor: “Yabancılar defolun! Almanya Alman kalacak!” Aralarından bazıları Hitler selamı veriyor. Hemen arkalarındaki duvardaysa Almanca, İngilizce, Fransızca ve Rusça “Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!" yazıyor
Tarımdan mutfağa, çevreden iklime, ekolojiden ekonomiye, sağlık politikalarından kentleşmeye, yolu mecburen gıda konusunda kesişen ya da -mecburen- kesişecek olan pek çok ismin ortak noktalarından biri Bülent Şık...
Veganlık –vegan olan pek çok kişinin de belirteceği gibi– her şeyden önce politik bir duruştur. Aksiyonlarının farkında olmak, sonuçlarını öngörebilmek, gıda kolektiflerine destek olmak, üretim tekeline karşı gelmek gibi detaylarla doludur
Bir yalan, sırf tarihî heybeti var veya bizi büyüleyecek kadar yaşlı diye doğruluk statüsü kazanamaz. Israrla bizden önceki yalanları sürdürerek dürüst kalacağımıza inanırsak, ahlâksızlığı ahlâk edinmiş bir etik anlayışımız var demektir
Ruhun Gıdası Kitaplar, "ısrar ve inatla" inandıkları kitapları basmaya özen gösteriyor. Yayınevinin hikâyesini ve hayatta kalma mücadelesini, kurucusu Güzin Yalın'dan dinledik...
Bugün sosyal medyayı kullanan biriyseniz, etrafınızın gurmelerle çevrili olduğunu düşünebilirsiniz. Yüksek kalite fotoğraf çekemiyor veya o fotoğrafı hikâyeleştiremiyorsanız maalesef ilgi çekemiyorsunuz...
Toplumsal bir meselenin peşine hem meslekî hem de şahsî olarak düşen bir kentlinin sağlıklı beslenme yolundaki çabası ve deneyimleri: nihayetinde kişisel olan politiktir...
Almanya'da popülist söylemin serüveni düşüşler ve yükselişlerle devam ederken popülist kitleler her seferinde kendilerine yeni bir "korku" yaratmayı başarıyordu...
Abdullah Aysu: Biz bugün sağlıksız gıda üreten, ekolojiyi tahrip eden endüstriyel tarımla birlikte köylü tarımını ve onun bilgi ve bilgeliğini yitirdik. Yaptığımız işe yabancılaştık/yabancılaştırıldık
Isahag Uygar Eskiciyan: O isimler bu toprağın, hunharca katledilen, evlatlarının gerçek isimleri. Bu topraklarda onları yaşatamadık! Öykülerimde yaşattıklarım ise köyümün yarısıdır. Bir yarısı diğer yarısını tam yüzyıl önce yok etmişti
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık