DİĞER
"Hamam yazılı olmayan ama her müşterinin ezbere bildiği ve uymaya yeminli olduğu birtakım kuralları olan bir yerdir. Oraya giren herkes kıyafetleriyle birlikte toplumsal statülerini de çıkarmakta ve göbektaşının bulunduğu ana mekâna hem maddi hem manevi çıplak olarak girilmektedir."
Ana akımlaşmayı kabul etmeyen tüm varoluşların kendilerini yazınsal bir süreçle ifade etmeye yeltenmesinde kendi deneyimini aktarmaktan öte bir arzu göze çarpıyor: belirsizlikle oynama, bu zenginliği koruma ve kimliksizliğe yönelen bir arzu...
Nazlı Karabıyıkoğlu: Bütün kadın olarak yazanların üzeri tozlu. Hâlâ yazan bir kadın var olabilmek için aynı zor süreçleri geçirmek durumunda. Var olabilmek için savaş vermek durumunda
“Her şeyi isteyen” bir queer politika için üçüncü cinsiyet hiçbir şeyi ifade etmeyecektir. Çünkü arzunun bastırılamaz akışkanlığında potansiyel olarak bekleyen sonsuz sayıda antropomorfik olmayan cinsiyet vardır
Hepimiz, kendi kimliklerimizin kıyısında dolaşıyoruz şu sıralar, galiba. Yaralarımız derin, merakımız o ölçüde uyanık. Cemil’in sergisini gezerken, bir merak uyanıyor içimde. Oryantalizm bitmedi mi, geçmişte kalmadı mı? Yoksa hâlâ bizimle mi?
Osmanlı İmparatorluğu’nun cinselleştirilmesi uzun bir tarihsel geçmişe dayanır ve bu, yüceltmeden alaya almaya değin yelpazenin her iki ucunu da kapsamakla beraber, örneklerin birçoğu alaya daha yakındır
Klâsik Osmanlı edebiyatındaki en popüler müstehcen eser hiç şüphesiz Rucû‘ü’ş-şeyhi ilâ sibâhi fî’l-kuvveti ‘alâ’l-bâh (İhtiyar adamın cinsellik gücüyle gençliğine dönmesi) adlı kitaptır...
Costa Brava, feminist bakış açısıyla aktarılan deneyimlere, olayların başka taraflarını kavrayabilmek için ne kadar ihtiyacımız olduğunu neredeyse bir asır geçmişten gelen bir metin olarak tekrar kanıtlar
Gençliğe ulaşmak kârlı ve yayıncılar bunun farkına gitgide daha çok varıyor. Anlaşılan o ki, gökkuşağının renkleri sermaye sahiplerine hiç şu son beş yılki kadar “parlak” görünmemişti…
Verili eserlerden yola çıktığımızda, Türkiye edebiyatında ayrımcılığı, ötekileştiriciliği yadsıyan dilin bir süreklilik kazandığı, göreli de olsa, toplumsal farklılıklara yönelik bir farkındalık düzeyine erişilmeye başlandığı görülmektedir
Özyaşamsal deneyimlerini kurmacalara yansıtarak, kendilerini kahramanlarına aktaran lezbiyen yazarlar, koşullar nedeniyle aşklarını açıkça ifade edemediler, kendilerini sakladılar belki ama böylelikle modernizmin en yaratıcı metinlerini oluşturdular
Onur Yürüyüşü’nün polis tarafından gazlandığı, yürüyenlerin coplandığı ve gökkuşağı renklerinin kimi yetkililerce yasaklanmaya uğraşıldığı günümüzde, Hemcinsine Tutkun Bedenler ısrarlı reddedişler için edebî bir şifa kaynağı
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık